Çocuğunuza Hayır Diyebilmek Neden Önemlidir?
Kuralları koydunuz, çocuğunuza açıkladınız. Ancak o uymakta direniyor. Sanki biraz fazla ödün veriyormuşsunuz gibi geliyor ya da bir türlü hayır diyemiyorsunuz. Bunun nedenleri neler olabilir;
Hangi hallerde “Hayır” demek daha zorlaşır?
- Çocuğunuzu yeterince göremiyorsanız, birlikte az vakit geçiriyorsanız, birlikte olduğunuz zamanlarda onu zorlamak, kırmak istemiyor olabilirsiniz.
- Anne-babanız çok katı bir eğitim sistemiyle sizi büyütmüş olabilir.
- Hayır deseniz de onun ısrarlarına nasıl dayanacağınızı, sorunu nasıl halledeceğinizi bilemiyor olabilirsiniz, o nedenle de “Evet”leriniz sıklaşıyor olabilir.
- Uzun süren açıklamalardan, zaman kaybından kaçmak için sabırsız davranarak çocuğunuzun yapması gereken şeyleri onun yerine üstleniyor olabilirsiniz. Ayakkabılarını giymek için çocuğunuz sizden yardım istediğinde artık bunu yardımsız yapabildiğini hatırlatmak yerine hızla ayakkabılarını giydiriyor olabilirsiniz.
“Hayır” diyebilmenin önemi;
- “Hayır” diyebilmek çocuğunuzun kişilik gelişimine, sorumluluk duygusunun gelişmesine yardımcı olur. Engellenmek, bütün istediklerinin olmayacağını öğrenmek çocuğunuzun psikolojik gelişiminde oldukça önemlidir. Ancak burada engeller konusundaki dengeyi bulabilmeye dikkat etmek gerekir. Engeller gereğinden fazla ve her alanda olduğunda yeni sorunlar doğurabilir.
- Hayır dediğinizde çocuğunuza sınır koymuş oluyorsunuz. Sınırlar çocuğunuzu incitmez, aksine güven verir. Sınırlar belirsiz olduğunda çocuğunuz kendini kararsız- güvensiz hissedecektir. Onun gereksinimlerini anlamanız demek her istediğini yapmasına izin vermeniz demek değildir. Ancak sınırları sürekli değiştirmemek, “hayır”larınızda tutarlı olmak da çok önemlidir. Bazı “Hayır”lar çocukların yaşlarına göre ve bazı durumlara göre “Evet”e dönüşebilir.
- Çocuğunuzla arkadaş olmayı çok fazla ön plana çıkarmayın. Çocuğunuzla arkadaş olduğunuzda onu yetişkin gibi kabul ederseniz onun çocuk olmaktan gelen haklarını elinden almış olursunuz. Siz onun yaşına inerseniz çocuğunuz onu koruyan, aklı başında, sınır koyan anne- babadan yoksun kalır. (Oyun içinde veya bazı durumlarda arkadaşlık etmekten değil bütün ilişkiyi arkadaşlık şeklinde yaşamaktan bahsedilmektedir).
- Çocuğunuzun bütün isteklerini her türlü zorluğa katlanarak yapıyor olabilirsiniz ancak onun yaşamındaki diğer insanlar bu derece fedakâr olmayabilir, kendi isteklerini çocuğunuz için ertelemeyebilir. Bu yüzden de; çocuğunuz erken yaşlarda ertelemelere, beklemelere, vazgeçmelere ve kurallara uymaya alışmalıdır.
Hayır derken dikkat edilmesi gereken noktalar;
- “Hayır”ları yumuşak, sıcak; ancak net, kararlı bir tonda söyleyin. “Hayır” dedikten sonra çocuğunuzun ilgisini farklı bir noktaya çekmeyi deneyin.
- Duygusal enerjinizi çocuklarınızın hoşuna gidecek, ilgilerini çekecek şeylere saklayın. Çocuklar ailelerinin duygusal enerjisini- ister olumlu isterse de olumsuz yönde- kendi üzerlerinde toplarlar. Bu nedenle enerjinizi kızgınlık, öfke yerine gülmeye eğlenmeye ayırırsanız çocuğunuzla daha eğlenceli ve daha sağlıklı vakit geçirmiş olursunuz.
- “Hayır” dediğiniz şeye yaşamınızda ne kadar yer verdiğinize bir göz atın. Kolanın zararlı bir içecek olduğunu anlatıp, bu nedenle onun içmesine izin vermiyorsunuz, ancak siz her akşam kola içiyorsunuz, çocuğunuzun haklı olarak bu konuda kafası karışacaktır.
- “Hayır” dediğiniz şeye karşı çocuğunuzun ilgisi artabilir, sizi denemek amacıyla defalarca ve hatta bıktırırcasına bu isteğini tekrarlayabilir. Sabırla “hayır”ınızı tekrarlayabilmelisiniz. Hem “hayır” dediğiniz şey yapılmamış olacak hem de çocuğunuz sizin net tavrınız karşısında durmayı, davranışlarını ayarlamayı zamanla öğrenecektir.
- Çocuğunuzun bir şeyi yapmasına izin vermiyorsanız sadece “hayır” demek yeterli olmaz, çocuğunuza farklı bir şey yapmayı önermek faydalı olacaktır. “Birlikte yemek yapalım mı?”, “Boyama yapmaya ne dersin?”, “Lego oynamak ister misin?” gibi.
Bir davranışı ya da kuralı çocuğunuza benimsetmek ve yaşam boyu uygulamasını sağlamak için; öncelikle ona doğru bir model olmalısınız. Akşam yemeğinde ıspanağı yemeyen babayı gören çocuğunuzun yemek seçmesi beklenen bir sonuçtur. Bu durumda ona yemek kuralları ve beslenme ile ilgili gerekli davranışı kazandırmak zorlaşacaktır.
Kurallar; çocuğunuzun yaşına uygun bir şekilde ve anlayabileceği bir dilde anlatılmalı, neden bu kuralların koyulduğu, bu kurallara uyduğunda neler kazanacağı ve uymadığında neler kaybedebileceği ile ilgili anne – baba tarafından açıklama yapılmalıdır. Bu açıklamalar için; tüm aile üyelerinin bulunabileceği bir toplantı saati ve evde bir köşe belirlenebilir. Gerekli açıklamalar yapıldıktan sonra, çocuğunuza güvendiğinizi ve bu davranışı yapabileceğine inandığınızı söylemeyi unutmayın. Kurala uyulmadığında çocuğunuzun karşılaşabileceği durumları kendisine ifade edin ve bu söylediklerinizde KARARLI olduğunuzu ona hissettirin. Her ne olursa olsun bu kararınızdan vazgeçmeyeceğinizi ona göstermelisiniz. Bazen yapılan konuşma sonrasında karşılıklı yazılı bir form hazırlamak çocuklar için daha motive edici olabilir.
ÖNERİLER
- Çocuklarınız sinirli, gergin olduğunda, öfkelendiğinde duygularını yaşamalarına izin verin. Öfkelendiğinde arkasından gitmeyin, bırakın yalnız kalsın bir süre duygularını yaşasın. Sonrasında yanına giderek yaşananları ve duygularını konuşmayı deneyebilirsiniz. Zaman zaman onlara kendi duygularını tanıtmak ve söze dökebilmeleri için yardımcı olmak gerekebilir. Küçük çocuklar özellikle de olumsuz olduğunu düşündükleri duygularından korkabilirler ifade etmekte güçlük çekebilirler. Bu nedenle onlara bu tür duyguların da rahatlıkla söylenebileceğini, sonuçlarının kötü olmayacağını hem söylemek, hem de yaşatmak gerekir. Öfkelenmek o kişiyi sevmemek demek değildir. Öfkeli çocuğunuza sarılın ve sevginizi ona bu yolla aktarın.
- Çocuğunuzun davranışlarının altında yatan gereksinimi araştırın. “Her şeyi etrafa atıyor, bağırıp çağırıyor” Örneğin annesinin hastalığı onu üzmüş ve duygularını böyle ifade edebiliyor olabilir mi? Çevresindekilerin kendisiyle ilgilenmediğini düşünüyor ve ilgi çekmek için bağırmayı seçiyor olabilir mi?
- Duygularını ifade etmek için yeterli olmadıklarını hissediyorsanız onlara bu konuda yardımcı olun “Çok sinirli olduğunu görüyorum, galiba arkadaşına gitmene izin vermediğim için bana kızdın” gibi. Onu anladığınızı ifade ettikten sonra sorunu çözmek için ona yardımcı olun.
- Doğal, mantıklı sonuçların ortaya çıkmasına olanak tanıyın. Çocuklar davranışlarının sonuçlarını görmeli ve davranışlarıyla ilgili ufak- tefek de olsa sorumluluk almaya başlamalı. Sürekli onları koruyarak, sıkıntılı durumlardan kurtararak deneyim yoluyla öğrenmeleri gerekenleri öğrenmelerine engel olabilirsiniz. Çocuklarınızı sürekli tehlikelerden, incinmelerden koruyamazsınız. İncinmeyi ve kendini tamir etmeyi öğrenecekler ve bu öğrenme sürecinde onlara hep destek olabilirseniz, gereğinde yol gösterebilirseniz, en azından yanlarında olduğunuzu ve her ne olursa olsun onları sevdiğinizi gösterebilirseniz bu incinmeleri daha kolay atlatır, tehlikelere karşı kendilerini daha iyi korurlar.
- Çocuğunuza emir vermeyin, yapılması gerekeni uygun durumlarda seçenekler halinde sunarak seçme şansı tanıyın. Yapılacak işle ilgili yetkilinin siz olduğunu hiç unutmayın. Çocuğunuz olası seçeneklerden birini seçerek kendine güvenini arttıracaktır.
- Kendinizi kontrol edemeyecek kadar kızgınsanız ortamdan uzaklaşın. Uzaklaşmanızın anlamını çocuğunuzla paylaşın, uzaklaşmakla vereceğiniz zarar çocuğunuza verebileceğiniz diğer büyük zararlardan çok daha az olacaktır.
- Beklenen davranış gerçekleşmediğinde yani koymuş olduğunuz kurallar uygulanmadığında öncelikle sakin olun ( sinirlenmeyin, bağırmayın, eleştirmeyin ) ve kararlı ifadenizi devam ettirin. Başlangıçta söylemiş olduğunuz sonuçları uygulayın. Eğer çocuğunuz beklenilen davranışı gösterdiyse öncelikle bundan çok mutlu olduğunuzu belirtin. “ Bu davranışın beni çok mutlu etti. ”, “Yemeğini bitirdiğin için çok mutlu oldum. ” , “ Misafirliğe gittiğimizde arkadaşlarınla hiç kavga etmedin, onlarla çok güzel oyun oynadın ben de anneleriyle sohbet ettim, bunu yapabileceğine inanıyordum, aferin.” gibi.
Kendi sınırlarını belirleyebilen ve kendi ihtiyaçları için yapılması gereken davranışları kazanabilen bir çocuk ileride kendine güvenen, sosyal ilişkileri kuvvetli bir birey olacaktır. Bu nedenle okul öncesi dönemlerde bu davranışın kazandırılması çok önemlidir.
Sınırları bilen, engellemeler karşısında kişiliğini oluşturabilen, gerektiği zaman vazgeçmeyi gereğinde de direnebilmeyi bilen bir genç- bir erişkin yetiştirebilmenin koşullarından biri de çocuğunuzu doğru biçimde eğitebilmek, disiplini yeterince ve gereğince verebilmek. Ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın onları çok sevdiğinizi söylemeyi unutmadan elbette.
Uzm. Klinik Psikolog
Selin AKTAŞ