Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı)

Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Hastalığı)

Obsesyon ( takıntı) kişide kaygı oluşturan inatçı, tekrarlayıcı ve rahatsız edici düşünce veya dürtülerdir. Kompulsiyon(zorlanmalar) ise bu rahatsız edici düşüncelerin oluşturduğu kaygıyı azaltmak ya da kaçınmak için yapılan tekrarlayıcı davranışlardır.
Örnek olarak bir kişinin ellerinin temiz olduğunu bilmesine rağmen pis olduğunu düşünmesi ‘obsesyon(takıntı)’, bu düşünceden kurtulmak için gereksiz yere ellerini yıkaması ise ‘kompulsiyon(zorlanma)’ dur. Obsesyonlar ve kompulsiyonlar az oranda herkeste görülebilir, ancak bunlar kişinin yaşam kalitesini ve işlevselliğini bozuyor ve ciddi zaman kayıplarına neden oluyorsa hastalık kabul edilir ve tedavisi gerekir.

Kişi, takıntılarının aklına gelmemesi ya da zorlantılı hareketlerini yapmamak için kendini zorlar, fakat zorladıkça istenmeyen düşünceler yine gelir, istenmeyen hareketler tekrar tekrar yapılır.

Çoğu zaman kişi bu düşüncelerin saçma olduğunu bilmesine rağmen zorlantılı hareketleri yapmaya devam eder.

OKB kendiliğinden düzelen bir rahatsızlık değildir. OKB rahatsızlığının devam etmesinin en önemli nedeni kişinin sorunun çözümüyle ilgili uygun tedavi yöntemlerini denememiş olmasıdır. Doğru tedavi ile kişi takıntılarından kurtulabilir. Yapılan araştırmalar OKB tedavisinde Bilişsel Davranışçı terapinin etkili bir terapi yöntemi olduğunu göstermektedir. Bu terapiye göre duygu ve davranışları belirleyen düşüncelerdir. Yanlış yorumlamalar devam ettiği sürece obsesyonlar devam ederken yanlış yorumlamalar azaldığında ve ortadan kalktığında obsesyon azalır ya da ortadan kalkar.

OKB si olan kişilerde sıklıkla görülen düşünsel hatalardan bazıları şunlardır: ‘Bir şeyi düşünmek onun oluşumuna sebep olmaya yol açar.’ “Bir şeyi düşünmekle onu yapmak aynıdır.’’Her şeyden % 100 emin olmalıyım, emin olmadığım takdirde belirsizliğin oluşturduğu sıkıntıya dayanamam’’. ‘’Zararı önleyememek zarara neden olmakla aynıdır.’’ ‘Ağzımdaki yara kesin olarak AİDS olduğumu gösteriyor.’ “Kişi düşüncelerini kontrol edebilmelidir, etmelidir”.

Tedavi sürecinde bu ve benzeri düşünsel hataların belirlenmesi ve işlevsel olmayan düşüncelerin gerçekçi olanlarla değiştirilmesi hedeflenir. Bu süreç içerisinde kişiye davranışsal ödevler verilir. Obsesif bir kişi etrafındaki kişilere sıklıkla ‘’elimi oraya dokundurmadım değil mi?’’ ‘’ Evden çıkarken kapıyı kilitledim değil mi?’’ gibi obsesyonları ile ilgili sorular sorar. Tedavinin etkinliğini arttırabilmek için tedavi sürecinde kişinin yakınlarından birinin yardımcı terapist olarak belirlenmesi son derece önemlidir.

Obsesif Kompulsif Bozuklukta semptomlar geri gelebilir. Terapide amaç kişinin kendi kendisinin terapisti olmasını sağlamaktır. Terapi süresince kişinin başa çıkma becerilerini öğrenmesi tekrarlayıcı semptomları daha kolay tolere edebilmesine neden olur. Ancak kişi edindiği bu becerileri uygulamada yetersiz kaldığını düşündüğü anlarda mutlaka terapistiyle iletişime geçmelidir.

Uzm. Klinik Psikolog

Şeyda KUTSAL